Ankara, Türkiye’nin başkenti ve en kalabalık ikinci şehridir. Coğrafi olarak, Ankara İç Anadolu Bölgesi’nde bulunmaktadır ve Türkiye’nin yüz ölçümü açısından en büyük ilidir. Şehrin etrafında Kızılırmak Nehri, Sakarya Nehri ve Ankara Çayı gibi önemli akarsular bulunmaktadır. Ankara’nın iklimi kara iklimine sahiptir, yani yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve kar yağışlı geçer. Şehrin rakımı 850 metredir ve bu da Ankara’nın diğer şehirlere göre daha serin bir iklim yapısına sahip olmasını sağlar. Ankara’nın doğusunda Bozkır ve Kırşehir, batısında ise Eskişehir ve Bolu illeri bulunmaktadır. Ankara’nın en önemli coğrafi özelliği ise Türkiye’nin tam ortasında yer almasıdır. Bu nedenle, ülkenin her köşesine eşit mesafede bir konuma sahiptir. Bu özelliği sayesinde Ankara, stratejik bir öneme sahiptir ve ülkenin yönetim merkezi olarak hizmet vermektedir.
Başkent Olmasi
Türkiye, Ankara’nın başkent olmasıyla ilgili şehir değişikliğini resmi olarak 13 Ekim 1923 tarihinde gerçekleştirdi. 1920’de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra, İstanbul’daki Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentlik görevi sona erdi ve Ankara, yeni bir başkent olarak belirlendi. Atatürk, bu kararı ülkenin merkezi konumu ve daha güvenli bir örgütlenme sağlamak amacıyla aldı.
İstanbul’un Osmanlı İmparatorluğu tarafından başkent olarak seçilmesinin nedeni tarihi ve stratejik konumudur. Ancak, Ankara’nın iç kesimlerde olması, daha az deprem tehlikesi taşıması ve düşman saldırılarına karşı daha güvenli olması gibi faktörler, başkent değişikliğinde etkili olmuştur.
- Ankara’nın başkent olması, şehre ekonomik ve sosyal gelişim getirmiştir.
- Başkent olmasının ardından Ankara, Türkiye’nin siyasi, idari ve kültürel merkezi haline gelmiştir.
- Ankara’nın başkent olmasıyla birlikte, şehirde hızlı bir büyüme ve modernizasyon süreci yaşanmıştır.
Ankara’nın başkent olmasıyla birlikte, şehir uluslararası toplumda daha fazla tanınmış ve yerli ve yabancı yatırımcılar için cazibe merkezi haline gelmiştir. Bu durum, şehrin ekonomik ve sosyal açıdan daha da gelişmesine katkı sağlamıştır.
İç Anadolu Bölgesi’nde yer alması
İç Anadolu Bölgesi, Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesinden biridir ve ülkenin merkezinde yer almaktadır. Ankara, Konya, Eskişehir gibi önemli şehirleri içinde barındıran bu bölge, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle de dikkat çekmektedir.
Bölgenin iklimi genellikle karasal bir yapıya sahiptir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve yağışlı geçer. Tarıma elverişli arazilere sahip olan İç Anadolu Bölgesi, buğday, arpa, şeker pancarı gibi ürünlerin yetiştiriciliği açısından önemlidir.
Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan İç Anadolu Bölgesi’nde birçok tarihi kalıntı ve eser bulunmaktadır. Hititler, Frigyalılar, Lidyalılar gibi uygarlıkların izlerini taşıyan bölge, tarih tutkunları için önemli bir destinasyondur.
İç Anadolu Bölgesi’nin doğal güzellikleri de ziyaretçilerini cezbetmektedir. Kapadokya’nın peri bacaları, Salda Gölü’nün berrak suları, Ihlara Vadisi’nin mistik atmosferi bölgenin en gözde doğa harikaları arasındadır.
Rakımının 850 metre yakın olması
Deniz seviyesine yakın olan bir şehirde yaşamak ne kadar farklı olabilir ki? 850 metre rakıma sahip bir yerleşim yeri, her anlamda farklı bir deneyim sunabilir. Doğal olarak, burada yaşayan insanlar için günlük hayatın daha zorlu olabileceği düşünülebilir. Ancak aynı zamanda bu yüksek rakımın sağladığı pek çok avantaj da göz ardı edilemez.
- 850 metre rakıma sahip bir şehirde yaşamak, daha temiz ve oksijen açısından zengin bir atmosferde bulunmayı getirir.
- Yüksek rakımın sağladığı manzara ise, şehir sakinleri için nefes kesici bir güzellik sunabilir.
- Ormanlık alanlara yakın olmak, dağ sporları ve doğa yürüyüşleri için mükemmel bir fırsat sunabilir.
Her ne kadar yaşam koşullarında bazı zorluklar olsa da, 850 metre rakıma sahip bir yerleşim yeri yaşayanları için benzersiz bir deneyim olabilir. Bu yükseklik, hayatın farklı bir perspektifinden görmenizi sağlayabilir.
Karasal iklim özellikleri taşıması
Karasal iklim, genellikle büyük kara kütlesinin iç kesimlerinde görülen bir iklim türüdür. Bu iklim türü, tipik olarak sıcak ve kurak yazları ile soğuk ve yağışlı kışları içerir. Karasal iklim bölgelerinde genellikle yıl boyunca büyük sıcaklık farklılıkları görülür.
Özellikle kış aylarında sıcaklık çok düşük seviyelere ulaşabilir ve don olayları sıkça meydana gelir. Yaz aylarında ise yüksek sıcaklıkların görülmesi ile kuraklık riski artar. Bu nedenle karasal iklim bölgelerinde tarım için sulama sistemleri çok önemlidir.
- Karasal iklim bölgelerinde genellikle düşük nem ve yüksek sıcaklık görülür.
- Yağışlar genellikle düzensiz ve yıl boyunca dağılmıştır.
- Bitki örtüsü genellikle bozkır ve step bitkilerinden oluşur.
- Karasal iklim bölgelerinde genellikle gölet ve nehirlerin yanı sıra yeraltı su kaynakları da önemlidir.
Orta Anadulu platosu üzerinde bulunması
Türkiye’nin iç kesimlerinde yer alan Orta Anadolu platosu, ülkenin en büyük platolarından biridir. Bu platoda birçok farklı şehir ve doğal güzellikler bulunmaktadır. Orta Anadolu’nun yüksek rakımlı ve genellikle düz arazisi tarım için oldukça elverişlidir.
Plato üzerinde bulunan şehirler arasında Konya, Ankara, Nevşehir ve Aksaray gibi önemli merkezler bulunmaktadır. Bu şehirler tarihi ve kültürel açıdan zengin olmalarının yanı sıra doğal güzellikleri ile de ön plana çıkmaktadır.
- Bu platoda tarım oldukça yaygındır ve özellikle tahıl üretimi oldukça gelişmiştir.
- Kapadokya bölgesi de Orta Anadolu’nun en dikkat çeken doğal güzelliklerinden biridir.
- Plato, iklimi ve coğrafi konumu sayesinde birçok bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapmaktadır.
Orta Anadolu platosu, Türkiye’nin tarihinde de önemli bir yere sahiptir. Bölge, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve önemli tarihi olaylara tanıklık etmiştir. Günümüzde ise turistlerin ilgisini çeken önemli bir destinasyon haline gelmiştir.
Kavurucu sıcaklıklara sahip olması
Kavurucu sıcaklıklara sahip olması, yaz aylarında insanları olumsuz etkileyen bir durumdur. Yüksek ısı insan vücudunu olumsuz etkileyerek dehidrasyona neden olabilir. Ayrıca, güneş çarpması gibi ciddi sağlık sorunlarına da yol açabilir. Bu nedenle, kavurucu sıcaklıklara karşı dikkatli olunmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır.
Kavurucu sıcaklıklara maruz kalmamak için, bol su içmek ve sık sık su tüketmek önemlidir. Ayrıca, güneşin en dik olduğu saatlerde dışarıya çıkmaktan kaçınılmalı ve mümkünse serin ve gölgeli yerlerde vakit geçirilmelidir. Hafif ve renkli kıyafetler tercih ederek vücudun serin kalması sağlanabilir.
Kavurucu sıcaklıklara sahip olan bölgelerde yaşayanlar, klima veya vantilatör gibi serinletici cihazlardan faydalanabilirler. Ayrıca, sık sık duş alarak vücudu serinletebilir ve nemlendirici losyonlar kullanarak cildin nem dengesi korunabilir.
- Yüksek SPF’li güneş koruyucu kullanmak
- Su kaybını önlemek için bol su tüketmek
- Serin ve gölgeli yerlerde zaman geçirmek
- Hafif ve renkli kıyafetler tercih etmek
Susuz bir arazi yapısına sahip olması
Susuz bir arazi yapısına sahip olan bölgeler, genellikle kurak iklimlerde bulunur ve yağış miktarı oldukça düşüktür. Bu tür arazilerde tarım ve bitki örtüsü genellikle zorlaşır ve sadece su kaynaklarına yakın alanlarda tarım yapılabilmektedir. Susuz arazilerde yaşayan canlılar ise su sıkıntısı çeker ve pek çok tür bu tür koşullara uyum sağlayamaz.
Susuz arazi yapısına sahip olması nedeniyle bu bölgelerde su kaynaklarının yönetimi oldukça önemlidir. Su tasarrufu ve verimli sulama tekniklerinin kullanılması, arazinin su kaynaklarını daha etkin bir şekilde kullanmasını sağlayabilir. Ayrıca, susuz arazilerde suyun toprak altında kalma süresi de oldukça önemlidir, çünkü bu durum bitkilerin daha iyi büyümesini sağlayabilir.
- Susuz arazilerde tarım yapmak oldukça zorlu bir süreçtir.
- Su kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılması gerekmektedir.
- Çöl ve bozkır gibi susuz bölgelerde pek çok dayanıklı bitki türü yaşamaktadır.
Bu konu Ankara’nın coğrafi özellikleri nelerdir? hakkındaydı, daha fazla bilgiye ulaşmak için Ankara’nın Doğal özellikleri Nelerdir? sayfasını ziyaret edebilirsiniz.